13 Ağustos 2010 Cuma

Spor Toto'nun Süper Ligi

Takımların sezon öncesi hazırlıklarını son hız (!) tamamladığı Spor Toto Süper Liginde, adından da anlaşılacağı gibi, iddaa dolu günlerin başlamasına sayılı saatler kaldı. Sezon başı performanslara bakarak, futbol dolu günlerin bizleri beklemesinin zor olduğunu düşünürsek, futbol heyecanını kuponlarda yaşamaya şimdiden alışsak iyi olur.

2010-2011 sezon öncesi transferlerine Beşiktaş damgasını vurdu. Fenerbahçe'nin alışılagelmiş transfer çılgınlığının hız kestiği bu sezonda, Türk futbolunu bu sefer de siyah beyazlılar heyecanlandırmayı başardı. Schuster, Guti, Quaresma derken bir çok yıldızı da kadrosuna katmak isteyen Beşiktaş, nereden geldiği belli olmayan parasını saçmaya devam ediyor.

Beşiktaş'ın bu politikasının ne kadar başarılı (!) olabileceğinin en büyük göstergesi tabii ki Fenerbahçe.

Fenerbahçe'nin şu anki içler acısı halinin sebebi bu tarz transferler politikaları. Bu transfer politikasının ne orta ne de uzun vadede herhangi bir getirisinin olmadığı İngiltere Futbol Federasyonunun son aldığı karar ile daha da ayyuka çıktı.  İngiltere milli takımının son Dünya Kupası başarısızlığından sonra, Premier Lig'de yeni getirilen kurallar gereği takım kadroları 25 kişiyle sınırlandırıldı ve 25 kişilik kadro içinde 8 oyuncunun 21 yaşına kadar İngiltere'de 3 yıl altyapı görmüş olması gerektiği belirtildi.

Yabancı sınırlaması olmayan İngiliz takımlarının, efsane İngiltere milli takımını bir enkaza çevirmelerine engel olabilmek için futbol federasyonunun aldığı bu kararın etkileri zamanla görülecektir. Şaşılacak olan gerçek ise ilk onbirlerinin neredeyse hepsi yabancı olan İngiliz takımlarının bu kararı rahatlıkla uygulayabilecek oyuncu kadrosuna sahip olmaları. Yani, her takımda 21 yaşına kadar İngiltere'de 3 yıl altyapı görmüş en az 8 oyuncu bulunuyor. Tak handikap kadro sayısının 25 olması.

Bu kararla birlikte kadroların minimum %32'si İngiltere futbol kültürünü genç yaşta almış oyunculardan kurulu olacak.

Ne mutlu onlara, darısı da başımıza...

Kalabalık bir girişten sonra gelelim sadede.

Spor Toto'nun Süper Liginin başlamasına sayılı saatler kala takımlarımızın durumu ortada. Sürpriz sonuçlara gebe olabilecek 4-5 haftalık bir süreç bizi bekliyor. Bursa ve Trabzon harici Gaziantep, Kayserispor, Eskişehir, Antalyaspor ve tabii ki İstanbul BŞB takımları öne çıkmaya aday takımlar olarak değerlendirilebilir.

Olduğu yerde debelenen bir Galatasaray, kadro ve motivasyon olarak dibe vuran Fenerbahçe'nin işi bu sezon çok zor. Gerekli silkelenmeyi yapabilmeleri için Galatasaray'ın stad faktörünün olması onlar için bir şans olsa da, takımda oturmuş bir sistemden bahsetmek şu anda mümkün değil.

Fenerbahçe ise evlere şenlik. Neresinde tutsak elimizde kalıyor.

Defansın belkemiği denilen Lugano sakatım diyor sonra da gidip milli maçta ilk onbir çıkıyor, çukur kazıcısı Bilica'nın yanında yetişen Gökhan Gönül, Brezilya kültürünü çok iyi kaptığını çakma bir penaltı alarak belli ediyor, Alex paşa oyundan alındı diye tiwtterda, kendi çok koşmuş gibi, maç boyu topun peşinden koştuk diyor, bir ruh çağırma seansında yanlışlıkla kendi ruhu çağrılmışda içi boşalmış gibi boş boş gezinen Gökhan Ünal bütün golleri kaçırırken tribünleri sinir krizi geçirme eşiğine getiriyor.

Yeni transferler ise, maalesef, ortama uyum sağlamak da gecikmeyecek gibi gözüküyorlar.

Aykut hoca'nın kişiliği ve futbol mantelitesinin düzgünlüğünün haricinde hiç bir umut ışığı tribünleri aydınlatmıyor.

Karanlıkta kalan her insan gibi Fenerbahçe taraftarı da karanlıkta artık neyi tutarsa ona sarılıyor.

Işıklar açıldığında ise taraftarın kucaklamış olduğu şeyden memnun olacağı da beklenmiyor.

SK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder